Küresel olarak, Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörü, tüm küresel hava trafiğinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını aşan sera gazı emisyonları ile küresel elektrik tüketiminin %10'unu oluşturmaktadır. Bireysel veri merkezleri, orta büyüklükteki bir şehirinkine eşit bir elektrik tüketimine sahip olabilmektedir. Sürekli dolaşan veri miktarı ve dolayısıyla tüm veri ve bilgilerin depolandığı veri merkezlerine duyulan ihtiyaç günden güne artmakta. Bununla birlikte, enerji açısından verimli olmaları gerekmediğinden bu tür veri merkezlerinin getirdiği büyük bir çevresel maliyet ortaya çıkmaktadır
Genellikle fosil yakıtlarla çalışan, veri merkezlerini çalıştırmak ve soğutmak için kullanılan enerjinin büyük bir kısmı ve sunuculardan gelen atık ısı atmosfere ısı olarak salınır. Bu tür soğutma yöntemlerinin çalıştırılması yalnızca maliyetli olmakla kalmaz, aynı zamanda genellikle bir tesisi serin tutmak için sunucuları çalıştırmak kadar elektrik tüketir.
Son zamanlarda, daha yeni çevre dostu soğutma teknikleri, veri merkezlerinin soğutmada kullanılan elektrik ve karbon miktarının %90'a kadar azaltmasını sağladı. Çevre dostu veri merkez bir örnek, 2014 yılında kurulan ve dünya genelinde HPC (yüksek verimlikte bilgi işlem), ortak yerleşim ve İsveç pazarına yönelik hiper ölçekli hizmetler konusunda uzmanlaşmış beş tesisi bulunan İsveçli EcoDataCenter şirketidir.
Şirket, veri merkezlerinin çoğunun ahşaptan yapıldığını ve merkezi bir “sürdürülebilirlik tema“sına odaklandığını iddia etmektedir. Tasarımları ve bileşenleri, 1,15'lik verimli bir PUE (güç kullanım verimliliği) derecesine izin vermekte ve hem merkezi veri merkezi, hem de kutuptaki diğerleri %100 yenilenebilir elektrikle çalışmaktadır.
İsveç'in Falun kentinde bulunan ana veri merkezi sadece iklim-pozitif bir ceri merkezi örneği değil, aynı zamanda topluluk odaklı bir projedir. Sürdürülebilirliğe öncelik verilerek, veri sunucularının bakımı için gereken enerji %75 hidroelektrik ve %25 rüzgar gücü ile üretilir. Üretilen ve kullanılan enerjinin %100'ü yenilenebilir olduğu için negatif CO2 emisyonuna sahip dünyadaki ilk veri merkezidir.
EcoDataCenter, atık ısıyı düşük dereceli bir sistemde yeniden kullanarak iklim pozitifliğine ulaşır. Sunuculardan ve BT ekipmanından arta kalan ısı, bölgesel ısıtma sistemi aracılığıyla Falun şehrini ısıtır. Bölgesel ısıtmalı tüm evlerin %95'i EcoDataCenter kojenerasyon tesisi tarafından sağlanmaktadır. Yaz aylarında, yerel elektrik santralinden gelen aşırı buhar, şehrin soğutma sistemlerinin yanı sıra veri merkezini soğutan makineleri çalıştırmaktadır. Enerji sistemleri, yerel hidroelektrik sistemleri ve rüzgar türbinlerinin yanı sıra İsveç'in en büyük güneş panellerinden birine sahiptir. Birlikte, Falun Belediyesi'nin toplam enerji ihtiyacının yarısından fazlasını üretmektedirler.
EcoDataCenter, proses atıklarını azaltmaya ve mevcut kaynakları yeniden kullanarak yeni gelişmeleri reforme etmeye odaklanarak, altyapıda geri dönüştürülmüş malzemeler ve endüstriyel yatırımlar için bir pazar geliştirerek teknolojinin döngüsel bir ekonomiyi nasıl şekillendirebileceğinin bir modeli olarak hizmet eder. Teknolojinin çevreyi korumaya ve iklim değişikliğiyle mücadeleye nasıl yardımcı olabileceğinin önde gelen bir örneğidir.